Aziz Mahmut Hüdai (Hz).:
“Günler geçip gitmekteler
Kuşlar gibi uçmaktalar.”
diyor. O dönem için ne kadar veciz, ne kadar sade, ne kadar derin, ne kadar Türkçe bir beyit. Bunlar bizi etkiliyor.
Rivayete göre Yahya Kemal’in de bulunduğu bir mecliste (işin aslını öğrenmek için Yahya Kemal uzmanı olan sevgili Beşir Ayvazoğlu’na sormak lazım), ki bu mecliste bulunanların çoğu belli bir şiir zevkine, birikimine sahiptir; Divan Edebiyatımız’dan binlerce gazel, binlerce beyit ezberlemişlerdir, şöyle bir karara varılıyor:
Meclistekilere bir hafta izin. Bu zaman zarfında her fert edebiyatımızdan en güzel, en mânalı, en derin, en âhenkli mısrayı seçip getirecekler. Böylece koca Divan Edebiyatımız’ın “şah mısra”sı bulunacak. Bir hafta sonra meclis toplanıyor ve bulunan mısralar okunuyor. Gariptir; meclisin çoğunluğu şu mısrayı tercih etmiş: