Geçen haftaki yazımızda “Hududullah”ın Allah’ın kanunu olduğunu, bütün evrene, canlı cansız her şeye ve insana şamil olduğunu söyledik. İnsan dışında tüm yaratıklar bu kanuna şartsız itaat eder.
İnsan hem itaat eder hem isyan.
O’nun bir imtihanı vardır.
Bu yoldaki yürüyüşü (ki bu da sınırlıdır ve adına ömür denir) sırasında başta akıl olmak üzere kendine verilen kabiliyetleri kullanarak iyi bir kul olabilir veya haddini aşarak yoldan çıkar. Bütün bunları bildiğimizi de ilave ettik.
Haddi aşmanın çeşitli vecheleri Kur’an-ı Kerim’deki “Peygamber kıssaları” ile her seviyeden insanın anlayacağı şekilde izah edilmiştir. İnsanoğlu varoluşundan bu yana Allah’a, peygamberlere, hududullaha inanır ama şu veya bu sebeple (yine kendinde bulunan menfî tutumla) imtihanı geçemez asi olur.
İnsanoğlu’nun bu dünyadaki macerası hep iniş-çıkışlarla dolu. Bu gün de aynı hikâyeyi yaşıyoruz.