Mustafa Kutlu Yeni Şafak Gazetesi

Kara önlük beyaz yaka

Hep toplumda kılık-kıyafete önem verilmiştir. Osmanlı’da ilk uygulamanın Orhan Bey’in kardeşi Alâeddin Bey tarafından yapıldığı söylenir. Askerin başlığını kırmızıdan beyaza çevirmiş. Fatih Sultan Mehmet döneminde Seyfiye, İlmiye ve Kalemiye kıyafetleriyle; kadın-erkek, Müslim-gayrimüslim kıyafetleri düzenlendi. Tarikat bağlılarının cübbeleri, hırkaları, gömlekleri, çakşırları ve bilhassa kavuk, külah ve sarıklarının renkleri ve biçimleri belirlenmiştir. Devlet memurlarının kavukları görevlerinin

29 Ocak 2025 | 0 okunma

https://w.soundcloud.com/player/?url=https%3A//api.soundcloud.com/trac

Hep toplumda kılık-kıyafete önem verilmiştir. Osmanlı’da ilk uygulamanın Orhan Bey’in kardeşi Alâeddin Bey tarafından yapıldığı söylenir. Askerin başlığını kırmızıdan beyaza çevirmiş.

Fatih Sultan Mehmet döneminde Seyfiye, İlmiye ve Kalemiye kıyafetleriyle; kadın-erkek, Müslim-gayrimüslim kıyafetleri düzenlendi. Tarikat bağlılarının cübbeleri, hırkaları, gömlekleri, çakşırları ve bilhassa kavuk, külah ve sarıklarının renkleri ve biçimleri belirlenmiştir.

Devlet memurlarının kavukları görevlerinin sembolü ise tarikat erbabının başlıkları da hangi tarikata bağlı olduklarını gösterir. Öyle ki bu özellik mezar taşlarında bile vardır.

XVI. yüzyılın ortalarından başlayarak Tanzimat’a kadar her devirde gayrimüslimlerin kıyafetleriyle ilgili pek çok ferman çıkarıldı.

1568 tarihli bir fermanda bunların ayrıntıları şöyle ifade ediliyor: Yahudi ve Hıristiyan kadınları sade tülbent takınmalı, ayakkabıları siyah ve astarsız olmalı, Bursa kutlusundan fistan ve Şirvanî giymeleri, Müslüman kadınlara benzer kıyafet giymemeleri, Ermenilerin başlarına alaca kuşak sarmaları ve ferace giymemeleri gerekiyor.

Erkeklerde Yahudilerin şapkaları kırmızı, Hıristiyanların siyahtır.

Bunlar birer üniforma gibidir. Burada ayrıntısına giremeyiz ancak şurası bilinmelidir ki; Osmanlı’da kıyafet fevkalade disipline tabidir.

Nitekim Islahat Dönemi’nde Nizam-ı Cedit askerine o zamana kadar görülmemiş bir kıyafet giydirildiğinde uygulama tartışmalara sebep olmuş, bu üniforma Islahat karşıtları tarafından küfür alâmeti sayılmıştır.

II. Mahmut Dönemi’nde hem sivil hem askerî alanda yeni kıyafetler benimsendi. Kavuk yerine fes, cübbe yerine setre, şalvar yerine pantolon mecburiyeti getirildi. Daha sonraki devirlerde Avrupaî giyim şekli yaygınlaştı.

Tanzimat’tan Cumhuriyet’e kadar geçen süre içinde pek çok “Kıyafet Nizamnâmesi” yayımlanmıştır.

Cumhuriyet Devri kılık kıyafette devrimlerin yapıldığı bir dönem oldu. Başta şapka olmak üzere Avrupaî giyim esas alındı. Böylece takım elbise, kravat bir nevi medenî üniforma sayıldı. Hanımların çarşaftan çıkması, başı açık dolaşması uygun görüldü.

Gençlik bir askerî sınıf sayılmış gibi mekteplerde şapka mecburiyeti getirildi. Sanat okullarının şapkalarında yeşil şerit vardı. Ticaret liseliler kırmızı, sivil liseliler sarı şerit takıyorlardı.

İlkokullarda kız-erkek bütün öğrenciler, ortaöğretimde sadece kız öğrenciler kara önlük-beyaz yaka giyindi. Bu kıyafet ülkenin bütün okullarında uygulandı.

Bu “tek tip” kıyafet zengin-fakir ayrımını ortadan kaldırmıştı. Bir kavle göre “demokratik” sayıldı.

Neredeyse bir yarım asır bu kıyafet değişmedi.

Özal döneminde ülke insanı ayağını yorganından bir metre dışarı çıkardı.

Liberal rüzgârlar her yanı sardı. Tuzu kuru olanlar bu kara önlük beyaz yakayı fukaralık sembolü sayıp küçümsedi.

Gençlik rengârenk giyinmeli, isteyen istediği kıyafeti seçmeliydi.

Bir dönem ortaöğretimde erkeklerin uzun saçlarıyla kızların etek boyları sıkıntı yarattı. Her tür kolejin yaygınlaşması ile “serbestî” galip gelmişti.

Gençler arasında “marka” tutkusu yaygınlaşınca zengin-fakir ayrımı kendini gösterdi. Öyle ya, alan var, alamayan var.

Kara önlük-beyaz yaka nisyana terkedildi. O artık bizim kuşakların hatırasında “fakir ama onurlu” mevkiini muhafaza ediyor.

Bu yıl ilk ve ortaöğretimde kıyafet serbestisi mahzurlu bulunduğu için yeniden bir uygulama kabul edildi. Buna göre belirlenen okul kıyafeti görseli, okulun internet sitesinde yayımlanacak ve 4 eğitim ve öğretim yılı geçmeden değiştirilemeyecek. Okul kıyafeti değiştirildiğinde, ara sınıflardaki öğrenciler bir üst öğrenim kademesine geçinceye kadar mevcut okul kıyafetlerini giymeye devam edebilecek. Belirlenen okul kıyafeti, 1739 sayılı Kanun’da yer alan genel ve özel amaçlarla temel ilkeler doğrultusunda ekonomik, sade, kullanışlı, kolay temin edilebilir ve pedagojik esaslara uygun olacak. Özel gün, hafta ve kutlamalarda, ders içi ve ders dışı faaliyetlerde kullanılmak üzere veliye mali yük getirecek özel kıyafet aldırılmayacak. Okul kıyafeti temin edilmesine yönelik, okul-aile birliklerince kıyafet satışı ve serbest rekabet şartlarını ihlal eden yaklaşım ve yönlendirmeler yapılamayacak. Bu uygulama öğrenciler arasındaki eşitliği pekiştirmeyi ve velilere ekonomik anlamda destek olmayı hedefliyor.

Kara önlük-beyaz yaka geri gelmiyor, gelmesin, Türkiye o günleri geride bıraktı.

Yeni uygulama serbestîden disipline doğru atılmış bir adımdır. Ayrıca “forma” öğrencinin mektebi ile arasında bir “aidiyet” duygusu uyandıracaktır. Bu da güzel.

Milli Eğitim Bakanımız “Maarif Sistemi” ile eğitim ve öğretime bir “disiplin” getirmeye çalışıyor. Tebrik ediyoruz.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Kara önlük beyaz yaka 29 Ocak 2025 | 121 Okunma Evlenmek 22 Ocak 2025 | 497 Okunma Kim bilir? 15 Ocak 2025 | 140 Okunma “Büyülü fener”in ışığı 08 Ocak 2025 | 134 Okunma ‘Kötü’nün müşterisi 01 Ocak 2025 | 123 Okunma