“Keklik gibi kanadımı süzmedim
Murat alıp doya doya gezmedim
Bu kara yazıyı kendim yazmadım...”
Erzincanlı Hafız Şerif yüksekçe bir tepeye çıkıp, elini kulağına atıp bu türküyü söylediğinde bütün bir ova halkı yaşlı gözlerle dinlermiş. Depremin acılarını defalarca yaşadığından, gurbet acılarını da çokça çektiğinden Erzincanlı “kederle gülümseyen” bir yapıya sahiptir. İzmit depremi de bunu doğruladı.
Elbette ki, bir sanayi bölgesi olan İzmit-Adapazarı havalisine Anadolu’nun her yerinden, özellikle Karadeniz’den gelip yerleşenler çoğunluktaydı. Bu sebeple depremden sonra Adapazarı’ndan, Yalova’dan, Gölcük’ten Anadolu’nun hemen her köşesine cenazeler yürüdü.
Bunlar içinde Erzincanlıların çifte yası vardı sanki.