Bu hafta sizlerle iki ibretlik halk hikâyesini paylaşmak istiyorum. Hikâyelere Ömür Ceylan’ın Tasavvufî Şiir Şerhleri adlı eserinde rastladım. Günümüzün diline çevirerek naklediyorum.
İki tilki can-ciğer dost olmuşlar.
Bir av bulup aç karınlarını doyurmak hevesiyle sahraya çıkmışlar. Hikâye bu ya; meğer bir grup avcı da, tazılarıyla o civarda geziniyormuş. Birbirlerine rastlayınca tilkilerde bet-beniz kalmamış.
Tabanları yağlayıp kaçmaya başlamışlar; lakin tazılar çok yaman, kısa sürede mesafeyi kapatmışlar.
Postu ele vereceklerini anlayan tilkilerden biri:
— Arkadaş bu tazılardan kurtuluş yok. Bundan geri seninle buluşmamız artık kıyamete kaldı, demiş.