Bir Yusufçuğun şeffaf kanadı üzerinde oturuyorum desem.
Bu bir mecazdır.
Mecazla hakikat arasında bir köprü vardır. Onu bilemedik lâkin şunu öğrenmek istedik. Biz ki şeddadi binalarda ikamet ederiz; sen nasıl olur da...
Ha! Şu! Bir böceğin şeffaf kanadına ev kurdun.
Doğru, evim üfürseniz yıkılacak bir evdir. Görmez misiniz ki bu deni dünyaya dahil değildir. Bugün Yusufçuğun kanadında yarın dost örümceğin ağındadır.
Bütün bunlar eskilerin masalları, bize bugün için bir şey söyle, bir vaad. Açıkçası korkuyoruz. Yeraltına iniyoruz, sığınaklara. Beton ve çeliğe bağlanıyoruz, bir de maskelere.