İnsanoğlu zayıf mahluk. Sıcak olur sıcaktan, soğuk olur soğuktan; az olur azdan, çok olur çoktan şikâyet eder. Nefis dokuz canlıdır gördüğünü ister. Canımız-malımız selamette, keyfimiz yerinde ise güler oynarız; bu nimetlere şükretmek aklımızdan geçmez; az bir tehlikeye düşelim, biraz canımız yansın hemen feryada başlarız.
Sabır dünya hayatında nefisle olan imtihanımızın başlıca ölçüsüdür. Bakınız onun mânâları içinde neler var: Bir kere katlanılması zor acılar, sıkıntılar, haksızlıklar karşısında metin olmak lazımdır. Yoksulluk, yakınların ölümü, ayrılık, hastalık ve burada saymayı lüzumsuz bulduğum pek çok felaket karşısında şikâyet etmeden, sızlanmadan olana rıza göstermek her babayiğidin harcı değildir.
Parmağımıza diken batsa dünya başımıza yıkılmış gibi feryat ederiz. Ateş düştüğü yeri yakar. Doğru. Veren de Allah, alan da Allah. Madem ona teslim olmuşuz; “lütfun da hoş, kahrın da hoş”...