İnsanımızın zaman içinde değiştiği, değerlerini kaybettiği, maneviyattan uzaklaştığı şikâyet konusu oluyor. Değişim elbette ki bir realitedir. Ama bu hangi boyuttadır. Üniversitenin, sosyologların, bilim adamlarının bu konuda yeterli araştırmaları olmalı ve bu araştırmalar kendimize has yöntemlerle yapılmalı. Ben burada bilimsel bulunmasa da dört araştırma örneği vereceğim.
1. Tanrı misafiri: Köyde, kasabada, mahallede, şehirde, herhangi bir semtte bir evin kapısını çalalım. Vakit gecenin bir yarısı olsun. Orta yaşta bir kadın, bir erkek. Giyim-kuşam-konuşma-tavır güven verici. Kapıyı açan kişiye “Biz yolumuzu kaybettik veya arabamız arıza yaptı yolda kaldık” deseler. Mevsim kış, etraf karla kaplı olsa. Acaba kapıyı açanlar bu iki “Tanrı misafiri”ni evlerine kabul edip onları bir gece misafir ederler mi?
Bence yüzde doksan ederler.
2. Kayıp cüzdan: Şehirde kalabalık bir sokağa bir cüzdan bırakalım. İçinde hatırı sayılacak kadar para olsun, cüzdan sahibinin adı, adresi olsun. Cüzdanı bulanları izleyelim. Kaç kişi cüzdan sahibini arayacak ve cüzdanı ona teslim edecek? Kaç kişi karakola götürecek? Kaç kişi bir sağa, bir sola...