Toplum yapımızın esasen şifahi kültüre dayalı olduğu, bu sebeple yazı ve kitapla pek başımızın hoş olmadığı söylenegelmiştir. Sohbet geleneğinin bizde ne kadar güçlü olduğunu düşünürsek buna hak vermemek elde değil. Hatta daha ileri giderek “birileri anlatsın, ben dinleyeyim” tavrının daha da yaygın olduğunu söyleyebiliriz.
Söz bize evvelemirde ilahi kaynaktan geliyor, hayatımıza anlam katıyor, dünyadaki varlık sebebimizi aydınlatıyor. İnananlar için kulak verilecek söz söylenmiştir, gerisi bunun tefsiri mahiyetinde olabilir ancak. Eğitim düzeni de bu söze muhatap olandan diğerlerine geçerek yüz yüze usulünü takip etmektedir. Yani önce söz, sonra yazı…
Bizdeki iletişim kanallarının oluşması bu modeli esas alır.
Mahallenin merkezinde cami vardır. Diğer...