Yağmurun sesi ne derin, ne romantik duygular uyandırır içimizde. Belki dudaklarımızdan mısralar dökülüverir:
“Bu yağmur, bu yağmur, bu kıldan ince”
diyerek. Belki böylece ruhun iğneler altında delik-deşik edildiğini fısıldamak isteriz. Yağmur derin bir ızdırabın ifadesi için tercüman olur.
Bahar yağmurları tomurcuğun patlaması, güneşin yüzünü göstermesi ile bir canlılık, bir neşe, bir yeniden doğuş müjdesidir. İyimser ve gülümser bir yüzü vardır bu tablonun. Çocuklar gürbüz, koyunlar çifte yavru doğurmuş, oğlan askerden sağ-salim gelmiş, baba işinde terfi etmiş, anne onlara börekler açmış olur.
Nisan yağmurları yeni aşklar, yeni hevesler uyandırır. Bakmayın gelip geçici olduğuna; kıvılcımı tutuşturup gider.
Sokaklarda küçümen derecikler oluşur, insanların yüzüne aceleci ama mes’ut bir tebessüm yayılır.