Kadın uzaklardan geliyordu.
Bütün gün yalın ayak yürüyordu. Yokuşları tırmanıyor, derelerden geçiyor, karanlık ormanlarda rüzgârın uğultusu ile yol alıyordu.
Elbette acıkıyordu.
Su kenarlarındaki otlardan yiyor, bazen yabani asmalara rastlayıp kuruyan dudaklarını ıslatmak, artık sancımaya başlayan midesini susturmak için bunlardan birer salkım alıyordu.