Kapitalizm kendi hâkimiyetinin devamı için, düştüğü krizlerden kurtulmak için bizlere (yani dünyadaki tüm insanlara, bazı küçük topluluklar hariç) bir dünya görüşü bir “hayat tarzı” benimsetmiştir. Esasında bal gibi hegemonya olan bu yaygınlığı biz zavallı insanoğlu gönül rızası ile, olmadı metazori kabul ettik. Çünkü o (hayat tarzı) bilimsel (buna itiraz eden çarpılır, bir nevi dinî terimdir), güzel, doğru, faydalı, zevkli vb. gibi sayabildiğiniz bütün sıfatları taşımaktadır. Onun çizdiği yol dünya hayatının en makbul, en güzel, en doğru yoludur. Buna itikadımız tam olmalıdır. (Ben de bu yazılarda insanlara “Yoldan çıkın” teklifini getiriyor bir isyan bayrağı açılmasını öneriyorum).
Bu “hayat tarzı”nın sayfalara sığmayacak özelliklerini saymaya güç yetmez. Yine de bir miktar dış dünyadan, bir miktar da iç dünyadan bahsedelim.
Öncelikle “bu dünya”ya kabul edilmeniz için ceket-pantolon-frenk gömleği ve kıravattan oluşan “takım elbise”nizin altına uygun bir ayakkabı giymelisiniz. “Şapka” zaman ve zemine, mevsimine, modasına göre manzarayı tamamlayan...