Tekrar edelim: Bu bir “zulüm” düzenidir. Kapitalizmin kanunları içinde kalarak “Başka bir dünya (hayat) mümkün” demek muhaldir.
Âmentü’ye inananlar paradigmayı değiştirip “Kendi zeminleri”nde imal-i fikr etmek zorundadırlar. Açıkçası mevcut ve mer’î olan “yol”un sanayiini-endüstrisini-teknolojisini, ticaretini, siyasetini, eğitimini, sanatını kullanarak “hak yol”a varılamayacağını bilmelidirler.
Ne demiş atalarımız: “Elden gelen övün olmaz, o da vaktinde bulunmaz”.
“Kendimiz olmak” için sürekli mevcut düzene reddiye yazıp, ağlayıp sızlanmak bize yakışmaz. Saksıyı çalıştırıp, ‘Yaradan’a sığınıp, kalben-zihnen-ilmen-fikren bir hareketi başlatacak çalışmaya soyunmak icap ediyor. Bu nedir?