Çok değerli hekim arkadaşım Doç. Dr. Fatih Yavuz geçen gün beni ziyarete geldiğinde “Hocam, şu kitabı oku, iyi gelir” diye bir kitap hediye etti. Kitap Russ Harris’in Gerçeğin Tokadı adlı eseri. Ne yalan söyleyeyim, eserin bazı bölümleri oldukça yavan görünmekte, diğer bazı bölümleri ise bana, “İşte budur benim de öteden beri zihnimde dolanıp durduğu halde bir türlü dile döküp anlatamadığım, ama anlatıp birileriyle paylaştığımda az çok ferahlık bulacağımı sandığım şey” dedirtecek türden psikolojik tahliller içermekte… Kitapla ilgili kısa değerlendirme notlarının birindeki şu pasajın özelikle “acıya değer katma” ifadesi çok manidardır: “Gerçek er ya da geç size bir tokat indirecektir. Birinin ölümü, hastalık, ihanet ya da başka talihsizlikler hiç beklenmedik bir anda gelip sizi temelden sarsacaktır… Kendinize şefkatli ve farkındalıkla muamele etmek için vakit ayırmak belki acınızı yok etmeyecek; ancak bu acıya değer katacaktır. ” Todd B. Kashdan, “Biz ne yapmaya çalışırsak çalışalım acı ve ıstırap kaçınılmaz bir şekilde hayatımızın içine sızmayı başarır ve bu acıyla başa çıkma kapasitesi, tatmin (itmi’nan) elde etmek için elzem bir unsurdur” der. Biz bütün gayretimizle acı ve ıstırabın hayatımıza sızmaması için didinsek de o mutlaka bir yolunu bulup hayatımızın belki de “yumuşak karnı” denebilecek bir yerinden sızmayı başarır. Hasan Hüseyin Korkmazgil’in ifadesiyle “acıyı bal eyledik” demek hayli abartılıdır; fakat “acıya değer katmak” ya da acının pişirme vasfı sayesinde hamlıklarımız ve nobranlıklarımızı az çok yontup daha bir insana benzer insan olmak da her zaman mümkündür.