Birkaç gün önce Prof. Dr. Ahmet Arslan Hoca’nın “Modern Dinî Düşüncenin Krizi” konulu konferansına katılma ve başından sonuna kadar dinleme fırsatım oldu. Dil ve üslup olarak biraz agresif ve hırçın bulduğum konuşmasında müesses dinlerin geleceğine ilişkin hayli karamsar bir tablo çizen, daha açıkçası din kurumunun mazideki ağırlıklı yerini bundan sonraki süreçte bir daha elde edemeyeceğini söyleyen Hoca bu bağlamda modern dinî düşüncenin çok derin bir kriz içinde bulunduğunu savundu. Hoca’nın dinî düşünce alanındaki krize ilişkin birçok tespiti, din dairesi içinde bulunan bizler için ne yazık ki can yakıcıydı. Söz konusu tespitlerden biri, dindarların doğrudan doğruya inancın konusu olan hususlarla bilgi ve bilimin konusu olan hususları birbirine karıştırmaları, yani bilim, kanıt, ispat konusu olan birçok meseleyi inanç alanına taşıyarak tartışmalarıydı. H H H Malum, üçgenin iç açıları toplamı 180 derecedir. Bu konu geometri ve matematiksel ispatla ilgilidir. “Allah vardır, ölümden sonra diriliş haktır” önermesi ise bilgi, bilim, deney, gözlem, kanıt ve ispatla değil, temelde güven duygusuna dayalı inançla ilgilidir. Dolayısıyla “Allah’a inanıyor musun?” şeklinde bir soru gayet yerindedir.