Başlıkta belirtilen zaman aralığı dinî düşünce alanıyla ilgilidir. Gerçi sosyolojik düzlemde bilim, felsefe, siyaset, ekonomi gibi farklı alanlardaki gelişmelerin birbirinden bağımsız olmadığı bilinir. Ancak biz yine de II. Meşruiyet döneminden bugüne kadar geçen yüz küsur yıllık zaman diliminde dinî düşünce alanındaki serencamımızı parantez arasında ve tek başına irdelemeyi deneyeceğiz. II. Meşrutiyet, Osmanlı devletinin tam manasıyla beka sorunu yaşadığı ve bu yüzden siyasal bütünlüğün korunması yolunda adeta siyasi ve fikrî seferberlik yaşandığı bir dönemdir. Bu dönemde hem devletin inkırazdan kurtulması hem de parlak bir gelecek inşası hedefiyle de doğrudan ilişkili olarak Osmanlı aydınları bilahare Garpçılık, Türkçülük, İslamcılık diye nitelendirilecek yönelimlerle imal-i fikirde bulundular. Bu yönelimler dönemin ruhundan dolayı transizyonelliğe elverişli olduğundan bazı aydınlar Türkçü-İslamcı, İslamcı-Garpçı denebilecek farklı kimliklerle ön plana çıktılar. Bununla birlikte dinî ahkâmın icâbât-ı asra muvafık şekilde tatbik edilebilmesi için ictihad müessesesine yeniden işlerlik kazandırılması hususunda hemfikir oldular. *** Sırât-ı Müstakîm ve Sebîlürreşâd gibi dergilerde İslamcı kimlikleriyle tanınan birçok fikir ve ilim adamının özellikle Muhammed Abduh ve Reşid Rıza’nın ıslah-tecdit projesi ekseninde sayısız telif ve tercüme makale yayınladıkları ve bu zengin neşriyatta geleneksel dinî düşüncedeki sorunlara parmak bastıkları iyi bilinmektedir.