Her dinin kendine özgü bir inanç sistemi, kutsal semboller ve değerleri vardır. İnançlar ve kutsallar dokunulmaz/yasak kapsamında olup her türlü saygısızlıktan masun sayılır. İslam inancında Allah’ın isim ve sıfatları konusunda birçok tartışma yapılır; fakat tevhid inancı ve Allah’a saygı (tazim) tartışma dışıdır. Benzer şekilde Kur’an vahyi mahiyet ve inzal keyfiyeti açısından tartışılır; fakat Allah’ın peygamberlere vahyettiği inancı tartışma dışıdır. Kısacası, bir dinin temel inanç umdelerini tartışmaya açmak ve o dinin müntesiplerince kutsal addedilen semboller ve değerlere saygısızlıkta bulunmak hiç kimsenin ne haddi ne de hakkıdır. Buna mukabil, inancın özünü söz konusu etmeksizin o inanç etrafındaki farklı fikir ve görüşler ilmî ve felsefî düzeyde tartışmaya açıktır ve açık olmalıdır. Bir inancın dokunulmazlığı ile o inanç etrafında geliştirilen farklı fikir ve görüşlerin ilmî düzeyde tartışılmasını birbirinden ayrı değerlendirmek lazımdır. *** Örnek vermek gerekirse, Farâbî ve İbn Sînâ gibi filozoflar müslümandır. Bu filozoflar Kur’an’ın Allah tarafından vahyedildiğine ve Hz. Muhammed’in nübüvvetine inanmaktadır.