Önceki gün Zeytin Dalı Harekâtı’nda şehit düşen Mehmetçiklerimize Cenâb-ı Hak’tan rahmet, yakınlarına sabır, tüm milletimize baş sağlığı diliyorum. Gerçekten zor günlerden geçiyor, çok zor sınavlar veriyoruz. Dün FETÖ, bugün PYD/YPG/PKK… Uluslararası mahfillerde/mahfillerce planlanıp başımıza dolanmaya çalışılan püsküllü belaların ardı arkası kesilmiyor. Ama bir taraftan da ülke içerisinde akıllara ziyan, saçma sapan işler zuhur ediyor. Mesela, kamuoyunda “din adamı”, “kanaat önderi” gibi kimliklerle ön plana çıkan bazı figürlere ait fetva videoları sosyal medya mecralarında mizah, hem de kara mizah konusu olarak dolaşıyor. Ne yazık ki din, dindarlık, İlahiyat camiası bu videolar yüzünden yine aşağılanıyor. Bazı köşe yazılarında “Seks İlahiyatçıları” gibi nitelemelere dahi rastlanabiliyor. Bu tür nitelemeleri hak eden figürler var mı, var; ama İlahiyat ve İlahiyatçı camiası böyle bir genel yargıyı hiç hak etmiyor. Bir taraftan, sokak ağzıyla birbirlerine hakaret eden tarikat şeyhleri, bir taraftan “asansörde veya yoğun bakım ünitesinde halvet” fetvacıları, bir taraftan sinn-i kemalini ikiye katlamış yaştaki bir “felsefe profesörü”nden bazı İlahiyatçılara yönelik tekfir salvoları… Ne yazık ki din ve İlahiyat alanı da bârân-ı beladan bolca nasipleniyor… Cumhuriyet kurulduğu günden bu yana din alanında kavga gürültü bir türlü sona ermiyor. Laik rejime yönelik en büyük tehdit olduğu algısı ve iddiasıyla dinin ülke gündeminden yıllar boyunca düşmediği biliniyor.