Öncelikle bu yazının “cahillerle tartışma” babında değil, güya ilmî hassasiyetle kaleme alınmış bir makalede kendini ifşa eden zavallılık ve/veya hayınlığa parmak basma meyanında yazıldığını belirtmem gerekiyor. Yörünge Dergisi’nin Ocak 2019 sayısında “Tarihselciliğin Çöküşü” başlıklı bir yazı yer alıyor. “Ağzı olan konuşuyor” sözünün makale suretinde temessül etmiş şekli gibi görünen yazıdaki en temel sorun “Dr. ” unvanlı yazarın bizim bazı eserlerimizdeki ifadelerde ne anlatıldığını idrak etmekten aciz olduğu intibaı uyandırmasıdır ki bu durum zavallılığa işaret ediyor. Yok eğer yazar bizim ifadelerimizdeki maksadı/meramı anladığı halde anlamamış gibi davranmışsa bu defa zavallılıktan değil, basbayağı ahlaksızlıktan söz etmek gerekiyor. Nitekim yazarın Kur’an Dili ve Retoriği adlı eserimize atıfla “oryantalistler ve Ömer Özsoy’a dayandırdığı iddiaya göre Mustafa Öztürk Kur’an’ın çelişkiler ve tekrarlarla dolu bir kitap olduğunu söylüyor” mealindeki ifadesi ya kıt zekalılığın veya pusucu hayınlığın tezahürü gibi görünüyor. *** Karar gazetesinde yayımlanan “Şövalye ruhlu birey olmak veya sürüye katılmak” başlıklı yazımızdan “Batı hayranlığını açığa vurmak ve şark kültürüne onursuzluk imasında bulunmak” gibi soyutlama düzeyi pek yüksek(!) bir sonuç çıkaran Dr. yazara “Tarihselciliğin Çöküşü” başlıklı yazısının hem fırsatı ganimet bilen şark kurnazlığının ve hem de şark kültürüne özgü pusucu hayınlığın semeresi olduğunu hatırlatmamız gerekiyor. Her neyse, biz Kur’an Dili ve Retoriği adlı eserimizin “Kur’an’da Tekrar Tartışması” başlıklı bölümünde “Kur’an’ın tekrar gibi görünen ifadelerinden hiçbiri bilindik tekrar değildir. Tekrar algısı Kur’an’ı masa başında yazılmış bir metin gibi algılamaktan naşidir” diyoruz.