Vicdan insanın belki de en değerli fıtrî sermayesidir. Vicdan selim fıtratın şuur hâlindeki tezahürüdür de denilebilir. Derunî bir ahlâkî şuur olarak vicdan her zaman hak, adalet ve hakkaniyetten yanadır. Bu bakımdan vicdan insanın belki de en güvenilir ahlak hocasıdır. Çünkü o gerek bireysel gerek toplumsal tutum ve davranışları ahlâkî açıdan hiçbir kayırmada bulunmaksızın ve hiçbir çifte standarda yaslanmaksızın değerlendirir. İnsan ahlâkî değerleri çiğnediği zaman, kendi nefsine hâkim olabilecek güçlü bir “iç ben”in baskısına maruz kalır. İşte bu baskı mercii vicdan diye anılır. Vicdan herhangi bir şey hakkında “evet” veya “hayır” dediğinde aklın aksi yönde bir şey söylemesi pek mümkün olmayabilir. Gerçi akıl bazen şeytanî his ve dürtülerle ayartılabilir ve böyle bir durumda anarşist bir hüviyete bürünebilir. Ama vicdan aklın fren sistemi olarak bu şekilde ayartılmaya pek müsait değildir.