Geçtiğimiz cuma günü 86 yıllık esaret ve hasretlik son buldu elhamdülillah.
Ayasofya yeniden ibadete açıldı.
Bunun öylesine bir açılış olmadığını o gün yaşanan ilgi ve tepkilerden çok rahatlıkla görebildik. Bu öyle bir açılıştı ki dosta sürur, düşmana ise korku saldı…
Ayasofya ile elde edilen kazanımlar ve kaybedilen imtiyazlar o kadar büyüktü ki “kaybedenler” safında yer alanlar hemen rövanş arayışına girdiler.
Ve şu anda İstanbul Sözleşmesi üzerinden adeta bir rövanş yaşatılmaya çalışılıyor.
Daha önceki yazılarımda da belirtmiştim, “Ayasofya’dan sonra sıra İstanbul Sözleşmesi’nde” demiştim ki gerçekten de İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılması en az Ayasofya’nın ibadete açılması kadar önemli.