Rabbime binlerce şükürler olsun ki daha çıktığı ilk günden
itibaren tehlikelerine dikkat çektiğim İstanbul Sözleşmesi
namlı kadın ve aile düşmanı paçavra nihayet tarihin çöplüğündeki
yerini aldı.
Ancak öyle görülüyor ki kadın üzerinden toplumu ifsat etmeyi
kendine görev bilmiş mihraklar ellerini asla kadının üzerinden
kolay kolay çekmeyecekler.
Cumartesi sabahına her zamankinden daha bir neşeli ve ümit var
uyandım. Çünkü toplum ve aileyi yok etmenin en büyük
argümanlarından birisi olan İstanbul Sözleşmesi Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan tarafından feshedildi. Bunun için hem
fert hem aile hem de toplum planında ne
kadar şükretsek az.
Bu adımın ne kadar büyük bir gelişme olduğunu ertesi gün gelen
tepkilerden anladık.
Ne kadar İslamiyet, din ve diyanet düşmanı varsa hep beraber
ayaklanıp hay huya başladılar. Hay huy diyorum çünkü
maksatları asla kadını korumak değil, çıkardıkları gürültü ve
gailelerle kirli emellerini
gerçekleştirmenin yolunu devam ettirebilmek.
İstanbul Sözleşmesinin kaldırılması hiçbir şeye yaramasa bile
laiklerin ve din düşmanlarının bu coğrafyada artık eskisi gibi
Müslümanlara yönelik galebe üstünlüğünün olmadığını ve
olamayacağını ispat nev’inden göstermiş oldu. Ve, bu mesajı
öyle zannediyorum ki en etkili şekilde almış...