İstiklal Marşı şairimiz merhum Mehmet Akif Ersoy, Avrupa seyahati dönüşünde Avrupa’nın nasıl bir yer olduğunu soran dostlarına şu veciz cevabı verir: “İşleri dinimiz gibi, dinleri işimiz gibi...”
Bugünlerde Mehmet Akif Ersoy’un bu veciz sözünü bütün çıplaklığı ile yansıtan manzaralar yaşıyoruz maalesef. Bizim göstermemiz gereken hoşgörü ve anlayışı Avrupalılar sergilerken, biz ise hoşgörü ve anlayış dini olan İslam’a zıt hareketlerde bulunuyoruz.
Ramazan ayında oruç tutmak her Müslümanın üzerine farz. Bu dünyanın neresinde olursa olsun böyle. Bu bilinçte olan Müslümanlar da Yaratıcının emri olan İslam’ın ana şartlarından oruç ibadetini yerine getirmeye çalışıyorlar.
Ramazan’da özürsüz oruç tutmamanın günahı büyüktür. Nefsin ya da masivanın orucun önüne koyduğu engeller iman/amel denkleminde ölçüye tabi tutulur.
Efendimiz Hadis-i şerifte: “Özürsüz olarak Ramazan’da bir gün oruç tutmayan, bunun yerine bütün yıl boyu oruç tutsa, Ramazan’daki o bir günkü sevaba kavuşamaz” diye buyurur.
Zor işlerde çalışanlar ya da sıcak altında ter atmak zorunda kalarak çalışanlar yaptıkları işin/mesleğin bir özür olmadığını gayet iyi bilirler.