Bir gün gelecek bugün şikayetçi olduğumuz korona virüsünün insanlığa kazandırmış olduğu faydalardan söz edilecek. Hatta belki de o “bir gün” gelmeden de koronanın faydalarını görmeye başladık. Ne dersiniz?
İçimde, son zamanlarda adeta bir ekonomik pazara dönüştürdüğümüz Ramazan ayının bu yıl aslına daha uygun olarak yaşanacağına dair bir ümit taşımaktayım.
İtiraf etmeliyim ki geçmişte uzun yıllar yayıncılık yapmış birisi olarak Ramazan ayını adeta bir “nakit” kapısı olarak görüyorduk.
Sultanahmet’e veya Beyazıt’a kurulacak çadırlar için aylar öncesinden adeta bir yer kapma yarışına giriyor, hangi köşenin daha çok müşteri çekeceğini hesaplıyor, hangi yazarın daha çok satacağını düşünüyor, daha çok para kazanmanın yollarını arıyorduk.
Mübarek Ramazan ayında Kur’an-ı Kerim okumakla meşgul olması gereken gözlerimiz müşteri yolu gözler olmuştu.
Eşimiz ve çocuklarımızla huşu içerisinde beklememiz gereken iftar sofrasını adeta ayak üstü, hızlı bir şekilde geçiştirir olmuştuk. Gecenin geç vakitlerine kadar süren satışlardan sonra yorgun argın gittiğimiz evimizde ne çocuk görüyordu gözümüz ne de eş…