Yıllardır adeta “Demokles’in Kılıcı” misali ülkemizin üzerinde sallandırılan sözde Ermeni soykırımı iddiası en sonunda milletimizin boynuna indirildi. Her yıl “söyledi”, “söyleyecek” tartışmalarına merdiven dahi çıkamayan yaşlı ABD Başkanı Joe Biden son verdi ve en sonunda ağızlarında yıllardır ıslattıkları baklayı çıkardılar.
Bu yazıda elbette ki “soykırım” iddiasının doğru olup olmadığını tartışacak, bu iddianın asılsız olduğuna dair argümanlar ileri sürecek değilim. Değilim çünkü bu konu adeta bir “deli saçması” niteliğinde. Böyle bir saçmalığın aptallığını dile getirmek için ayıracağım enerjiye yazık. Ayrıca bu alanda uzmanda değilim.
Benim burada asıl dile getirmek istediğim konu başka. Ki bu konuyu üstat Sezai Karakoç geçtiğimiz günlerde kaleme aldığı mektubunda dile getirdi.
Benim dile getirmek istediğim soru şu: “Nasıl oluyor da bu saçmalığı dile getirecek cesareti bulabiliyorlar?”
Öyle ya, karşılarına alacakları kesim aslında sadece Türkiye değil.
Başta Türk dünyası olmak üzere Müslüman ümmeti karşılarına almak demektir bu iddia. Değil mi?