Harika maçtı. İçinde yanlışları barındıran, güzelliklerin bu yanlışlardan doğduğu bir maç. Fakat oyuncuların özelliklerini sonuna kadar sahaya yansıttığı bir maçtı.
Şenol Güneş Cenk’i tek forvet, Oğuzhan’ı forvet arkası, Talisca ve Aboubakar’ı yedek bırakarak başladı. Cenk bu tip maçların tek forveti değil. Chedjou ve Hakan Balta’nın dengesini tek forvet bozmazdı. Ne Cenk, ne de oyuncu değişikliklerinden sonra Aboubakar tek oynarken onları zorlayamadı. Şenol Hoca yanlışından 4-4-2’ye dönerek saha içinde işleri düzeltti.
Aboubakar’ın yanında giriş çıkışlarıyla Cenk, Hakan ve Chedjou tandemini salladı.
Riekerink’in doğru on biri Beşiktaş’ın yanlışlarıyla birleşince kolaylıkla 2 farkı yakaladı. Doğrularla başlayan Riekerink yanlışları ile 2-0’ın tutulamamasında etkili oldu.
Josue’yi 2-0’da alıp oyunu tutmak varken bu hamlesini 2-1 sonrasına sakladı. Fakat ikinci golden önce oyuncu değişikliğini köşe vuruşu sonrasına Sneijder’in engellemesine izin vermesi, o pozisyondan gol gelmesi belki daha büyük hatasıydı.
İkinci yarı yorulan Sneijder ve Eren Derdiyok hem geri dönüşlerde takımı eksik bıraktı, hem de bundan daha önemlisi hücum omurgası sıkıntıya girdi.
Bu iki oyuncu Galatasaray’ın hücum omurgasını oluşturuyor. Onları maç içinde ekonomik kullanmak gerek. Bu omurga çökünce ikinci yarı Galatasaray sadece Josue ile bir pozisyon buldu.
Maçın ilk bölümünde 2-0’ı getiren faktörlerden biri de hızdı. Ligde Galatasaray 20km üstü koşularla (toplu, topsuz) kat edilen mesafe sıralamasında beşinci. Beşiktaş ise on yedinci. Bu hız farkı Bruma’nın koridoru bulduğunda attığı golde görüldü. Bu gol benim Beşiktaş – Galatasaray derbilerinde yakın tarihte gördüğüm en güzel gol.