Her sahada evindeki zihniyette oynayamamak. Fenerbahçe’nin kayıp yıllarının ortak noktası bu. Fenerbahçeli futbolcular Zürih’te durağan ve baygın tempolu oyunla kazanırken de Başakşehir’de kaybederken de deplasman maçını evinde oynarmış gibi davrandı.
Van der Wiel rakip alanda sadece orta yüzdesi yüksek bir oyuncu değil, rakip ceza sahası önünde çok etkili pas atan biri. Bunu atılan ilk golde görebilirsiniz. Ancak öncesinde onun bu özelliğini ortaya çıkaracak bir sağ ön oyuncusu olmadığı da bir gerçek!
Mehmet Topal belki de Fenerbahçe kariyerinde olmadığı kadar rakip alanda hücum pası atmayı denerken izliyoruz. Zaten topları kesen bir oyuncu. Buna topu ileriye etkili oynayan oyuncu özelliğini eklediğinde başkalaşacak. Onda bu yetenek var. Ancak şimdiye kadar hiçbir teknik direktör bunu kullanmadı. Dirk Advocaat orta saha üçlüsünden bunu talep ediyor.
Alper Potuk İstanbul takımlarının transfer listesine girdiğinde orta sahanın merkezindeki oyunuyla göz kamaştırıyordu. Ancak Sow’un sol kanat alternatifi olarak görüldüğü günden bu yana boş alan oyuncusu olarak kullanıldı. Merkezde onu az izledik. Hollandalı hoca Salih Uçan’ın sakatlığında Atıfı oyuna alırken onu ezber şekilde forvet arkasına koymadı.