1. NET HEDEFLERİ VARDIR
Üniversitenin birinde bir profesör dersinde öğrencilerine bir hayat
dersi vermek ister. Daha önce hazırladığı malzemeleri kürsünün
altından çıkarmaya başlar. Önce boş bir kavanoz çıkarır ve bu
kavanozu ağzına kadar büyük taşlar ile doldurur. Sınıfa dönerek
“Kavanoz doldu mu?” diye sorar. Sınıf biraz tereddüt eder ama
“Doldu” der. Profesör bu sefer kürsünün altından çakıl taşları
çıkararak kavanozun içinde kalan boşlukları çakıl taşları ile
ağzına kadar doldurur. Sınıfa tekrar sorar “Doldu mu?” diye. Sınıf
olanları biraz anlar ve sessiz kalır. Profesör kürsünün altından
kum çıkarır ve kavanozu ağzına kadar kum ile doldurur. Tekrar
sınıfa sorar “Şimdi doldu mu?” Sınıf bu defa “Dolmadı” diye cevap
verir. Profesör son kez kürsünün altından bir sürahi su çıkarır ve
kavanozun içinde kalan boşlukları su ile tamamen doldurur. Artık
hiç kimsenin kavanozun dolması konusunda tereddüdü kalmamıştır.
Profesör sınıfa dönerek “Bu gördüklerinizden ne anladınız?” diye
sorar.
Evet gençler, ben de bu soruyu sizlere soruyorum. Herkes kendi
içinden bir cevap versin bakalım?
***
Sevgili gençler, hayat sürekli bir mücadeleden ve koşuşturmadan
oluşuyor. Okul biter iş hayatı başlar, iş hayatı biter emekli
olursunuz ama sadece işten emekli olursunuz. Hayattan emekli
olamazsınız. İşte bu yaşam savaşında insanı daima zinde tutan,
enerjik tutan, çalışmaya sevk eden, zamanı iyi kullanmayı sağlayan,
yılların kendisini yıpratmasına izin vermeyen, içini kıpır kıpır
yapan tek bir şey vardır; insanın hedefleri.
Özellikle çoğul kullandım çünkü tek hedef olmaz. Hayatın dönemine
göre insanın hedefleri değişir. Amaç sürekli bir sonraki hedefe
ulaşmaktır. Hedef yenilenebilir, büyütülebilir, tamamen
değiştirilebilir. Küçük hedefler, büyük hedeflere götüren yollardır
sadece. En kötü hedef, hedefsizlikten daha iyidir.
İnsan hayatının merkezine konmuş olan büyük hedefler (büyük
taşlar), o hayatı anlamlı...