Ülkemizde artık büyük şehirlerde her ailenin sağlık
problemlerini danıştığı, fikir aldığı bir aile doktoru ya da
tanıdığı akrabası bir doktor mevcut. Çünkü sağlıkta yapılan bir
hata, yanlış bir operasyon, yanlış bir teşhis, yanlış bir ilaç
anında ciddi problemler çıkarmakta. Bu nedenle kişiler bir ya da
birkaç doktor ile görüşüp danışarak çözüm arayışı içine girmekte.
Yani kısacası herkesin bir sağlık danışmanı var.
Benzer bir uygulama hukuk alanında da mevcut.
Herkesin tanıdığı, danıştığı hukukçu mevcut. Hukuki alanda
yaşanan bir problem için birçok kapı aşındırılıp çözüm aranmakta.
Herkesin bir hukuk danışmanı da mevcut.
Eğitim alanında ise kişiler maalesef aynı titizliği ve önemi
göstermemekte. Kişiler ev alırken ya da araba alırken üzerinde
durduğu titizliği çocuğunun okul seçiminde, öğretmen seçiminde
ya da eğitim işinde göstermemekte.
Bu bir gerçek. Bunun genelde 3 sebebi var.
Birincisi ailenin eğitime verdiği önem, ailenin eğitim
anlayışı.
İkincisi ise eğitimde yapılan hataların uzun vadede ortaya çıkması.
Yani sağlıkta yapılan bir hata dakikasında ya da saatinde ortaya
çıkar. Ama eğitimde yapılan bir hata en az 3 yıl sonra
ortaya çıkıyor. Çünkü eğitim bir süreç işi zaman alan bir iş.
Ve somut olarak anında gözlenen sonuçları yok. Bunu şuna
benzetiyorum; duvara yumruk atınca eliniz acır çünkü duvar sizin
verdiğiniz etkiye anında tepki verir. Ama pamuk çuvalına yumruk
atınca eliniz acımaz çünkü pamuk çuvalı tepkiyi çok yavaş
yavaş verir.
Üçüncüsü ise genelde sağlık ve hukuk danışmanlığı kavramına karşın
bir eğitim danışmanlığı olayının ülkemizde henüz yerleşmemiş
olması.
Profesyonel bir eğitimciden yardım almak yerine komşu, akraba, eş,
dostun tavsiyelerine göre hareket edilmekte. Ama şu unutulmamalı ki
her öğrenci ayrı bir dünyadır. Ve tamamen genetik yapısı aynı olan
iki canlı yok. (Tek yumurta ikizleri hariç). Bu nedenle
bir öğrenciye uygulanan yöntem ile diğeri aynı olmayabilir. Ve aynı
netice alınmayabilir.
Ortaokul ve lisede problem yaşadığımız öğrencilerimizin öncesini,
arka planını incelediğimizde genelde problemin
kaynağı ilkokul, ilk sınıfı, ilk öğretmeni hatta okul
öncesi evdeki eğitim, ilk 0-5 yaş aralığında aldığı eğitim ve
ailenin eğitim anlayışı ve yaklaşımı çıkmakta.
Çünkü eğitim 7'de değil 0'da başlar.
Ve bu öğrencilerin çoğu ailenin ilk çocuğu. Çok ilginç bir durum
değil mi? Yani ilk çocuklar genelde bir deneme yanılma oluyor.
Aileler ilk çocukta bu işi öğreniyor.
Bu nedenle ben diyorum ki işimizi şansa bırakamayız. Zaten “Hiçbir
başarı tesadüf değildir” sloganını duymuşsunuzdur. Çünkü başarı
ayrıntılarda gizlidir. Bu nedenle tercihimizi iyi yapalım. İyiden,
güzelden, başarıdan yana kullanalım. Bir eğitim danışmanı
edinelim.
Başarı dolu bir yıl diliyorum.