Bu yazımızda son zamanlarda veli, öğrenci ve eğitimcilerin
gündemini hayli meşgul eden sınavlardan bahsedeceğim. Tabii ki TEOG
ve YKS’yi kastediyorum. Peki bu sınavlar ne ölçüyor, bunu hiç
düşündük mü? Bu sınavları hazırlayan komisyonlar elbette bazı
amaçlar gütmüştür ama ben size kendi somut gözlem ve tespitlerimden
bahsedeceğim. Şu zamana kadar bu sınavlara hazırlanan ve sınavlarda
başarı elde etmiş hatta derece yapmış yüzlerce öğrenci ile beraber
olma şansımız oldu. Bu sınavlar, öğrencinin;
1) Bilgisini
2) Hızını
3.Dikkatini ölçmektedir.
Bu başlıkları biraz açacak olursak; öğrenciliğin belli bir
döneminde müfredatta işlenen konuların bilgisine sahip olmak için
günü gününe düzenli bir ders çalışma alışkanlığı, ezberleme değil
hazmederek öğrenme, periyodik aralıklarla düzenli tekrar ve birde
anlaşılmayan konu ve soruların zamanında bir bilene sorulması. Tam
mantığına yerleşmeyen kısımların araştırılması bence çok önemli bir
adım. Örneğin bizim en başarılı öğrencilerimiz her zaman en çok
soru soran öğrencilerimizden olmuştur.
Sınavlarda ortalama bir soruya 1 dakika düşmektedir. Buda neyi
gerektirir? Hızlı olmayı tabiî ki. Hızlı okumayı, hızlı anlamayı,
hızlı düşünmeyi, hızlı karar vermeyi. Peki bu kadar hızlı olmayı
nasıl kazanacağız? Tek çözüm var, kitap okumak. Sadece sınavlara
hazırlanırken değil sürekli okumak. Aslında işin özünde iyi bir
okuyucu olmak yatıyor. Okumanın diğer bir çok faydası da çabası
onları saymıyorum bile. Özellikle bu yıl ki TEOG da okul başarısı
çok iyi olmayıp iyi neticeler alan öğrencileri incelediğimde çok
iyi birer okuyucu olduklarını tespit ettim.
Sınavlarda bir de sınav başarında önemli rolü olduğunu düşündüğüm
ama hep öğrenci, veli ve eğitimcilerin dikkate almadığı sanal
kahraman ‘dikkat’ kavramı. Sınavlarda her zaman iki kere iki dört
etmez. Çünkü sınava giren öğrencinin duyguları vardır, robot
değildir. Çevresindeki olayları değerlendirirken sürekli kendi
duygu süzgecinden geçirerek...