Lise son sınıf öğrencilerini tanıtım ve gezi amacıyla İstanbul Teknik Universitesi’ne götürmüştük. Seminer salonunda bir konuşma yapan İTÜ Rektörü, “Sevgili gençler bizi kazanıp geldiğinizde biz size sadece bir kapı aralarız. Her şey sizin elinizde, tercih sizin, her şey aslında yeni başlıyor. Biz size imkânlar sunacağız; derse gelip gelmemek, çalışıp çalışmamak her şey sizin elinizde. Kendi alanınızla ilgili kendinizi yetiştirmek, araştırma yapmak, ilgili kişilerle konuşmak, tanışmak, görüşmek sizin kontrolünüzde, tercih sizin” demişti.
Üniversitenin görevi; bilim üretmek, mesleki donanım kazandırmak ve üniversite kültürü kazandırmaktır.
Bunun ötesi sizin elinizde.
Yüzüm yok hocam!
Eski velilerimizden birisiyle görüşmemizde hal hatır sorduktan sonra, 5 yıl önce ilk 500‘e girip Bilkent Üniversitesi’ne burslu giren Kaya’yı sordum. Anne ağlamaya başladı. “Sormayın hocam, Kaya’nın dersleri hiç iyi değil, devamsızlığı var. Okuldan atılacak, bursu da kesilecek.”
Cep telefonumdan Kaya’yı aradım. “Kaya oğlum Istanbul’a gelince niye yanıma uğramıyorsun?” diye sorunca “Hocam yüzüm yok” cevabını verdi, biraz konuştuk. Konuşmanın sonunda “Hocam İTÜ’ye geçeyim mi?” diye sordu. “Geç, geç ama geç oldu” dedim.