Bu hatalar sadece gençlere özgü değil. Aynılarını hepimiz yapıyoruz. Fakat daha çok gençlik döneminde tekrarlandığını söylememiz gerekir.
Birincisi acelecilik. Gençler çabuk büyümekten yana. Her şey hemen olsun bitsin istiyorlar. Olmayınca da pes ediyorlar. Mevsiminde ve yerinde güzel olan işlerden yana pek fazla bilgileri yok. Nasıl bekleyeceklerini bilmiyorlar.
İkincisi çabuk inanmak ve çabuk etkilenmek. Gençler kandırılmaya müsait. Duymak istedikleri şeyler var. Bunları keşfedip söyleyenin peşinden onu test etmeden gidiyorlar. Farklı sese imkân vermiyorlar. Film ve müzik zevki aynı olan kişiye kolayca inanabiliyorlar.
Üçüncüsü önyargı. Belli ülke, kişi, grup, din veya mezhepten insanları iyi ya da kötü ilan edebiliyorlar. Bu, duruma göre medya, anne baba, arkadaş çevresi veya televizyondan etkilenme ile oluyor. Kendi filtreleri yeterince işlevsel değil. Ya da oluşmamış.
Dördüncüsü yetişkin tecrübesini hiçe saymak. Gençler işin teorik yönünde daha iyiler. Unuttukları şey herkesin bir zamanalar teoride iyi olduğu gerçeğidir. Teoriyi gerçek hayatla yüzleştirmeden yargıya varıyorlar.
Beşincisi gerçekçi plan yapmamak. Plan yaparken tüm şartlar yerine sadece bir ya da iki şartı göz önünde bulunduruyorlar. Bu durum yarı yolda kalmalarına neden oluyor. Beş farklı şartı bir arada düşünmek zorlayıcı geliyor.