Birincisi, kitap okumak her şey değildir. Çok gezen mi bilir yoksa çok okuyan mı bilir sorusu bu yüzyılda da oldukça günceldir. Özellikle kitap okuyarak hayatta başarılı olacaklarını düşünenler bir kere daha düşünmelidirler. Çünkü hayatında tek kitap okumadan çok iyi üniversitelere ve şirketlere kabul edilmiş çok kişi var. Tabi ki alanınız sosyoloji, psikoloji, felsefe, edebiyat ya da ilahiyat ise ister istemez iyi bir okur olmanız beklenir. Ama bir inşaat mühendisinin mesleğine dair romanlardan alabileceği az şey vardır.
İkincisi kitap okumak oldukça yeni bir alışkanlıktır. Yani binyıllardır kitap okuma alışkanlığımız yok. Daha doğrusu tarih boyunca günümüz anlamında kitap diye bir şey de yoktu. Belli bir kesimin gözetiminde bilimsel eserlerin saklandığı kütüphaneler elbette vardı. Ama herhangi bir kitabın binlerce kopyasının olabileceğini düşünmek hayaldi. Demem o ki insanlar iyi insan olmak için çok uzun bir süre kitaplara ihtiyaç duymadılar. Kitap okumayanlar da saygıyı hak ediyor. Kitap okumak iyi insan olmanın ve doğru düşünmenin tek yolu değildir.
Üçüncüsü kafayı belli ülkelerdeki kitap okuma oranlarına takmamak gerekir. Ne kadar okuduğumuzun yanında ne tür kitaplar okuduğumuz da önemlidir. Çok kitap okunan ülkelerde herkes felsefe, sosyoloji ve edebiyat eleştirileri okumuyor maalesef. Yakından bakarsak okunan kitapların önemli bir bölümü fantastik, polisiye ve bilim kurgu tarzında olduğunu görürüz. Bazı kitaplar insanın kişisel gelişimine bir televizyon dizisini izlemekle neredeyse aynı katkıyı sağlıyor.
Dördüncüsü okumak ile yazmak kardeştirler ama çoğu kardeşler gibi ilerleyen yaşlarda ayrılırlar. İşin başında iken birbirlerine yakın olmaları doğaldır. Çocuklukları beraber geçer. Ama kardeş olmaları her zaman iyi anlaşabilecekleri anlamına gelmez. Yani çok okuyan herkes çok yazamadığı gibi iyi yazarların hepsinin aynı anda iyi okur olduğunu söylemek zordur. Yazar kitaplardan beslendiği gibi kendisinden, diğer insanlardan ve doğadan da beslenebilir.
Kitap tek başına okunur ama kitap tahlili ve kitap okuma grupları önemli fırsatlardır. Okuduktan sonra kritiği yapılan kitaplar gerçek anlamda okunmuştur diyebiliriz. Okuma ve tahlil gruplarını çok kalabalık tutmamak önemlidir. Toplamda 7-8 kişiyi aşan bir grupla kitap tahlili yapmak zordur.