Çok değil, sadece birkaç yıl önce bir okulun epeyce eski binasının yıkılıp yerine yenisinin yapılmasına şahit oldum. Yeni yapılan binayı okul müdürüyle gezdim. Sağlam görünüyordu. Fakat görüntüsü bir apartman şeklinde idi. İçi de planlanmıştı. Ama bu planda spor salonu, seminer salonu, yemekhane ve mescit yoktu. Planda sığınaklar dikkatimi çekti. Kütüphane için ise yer bırakılmakla beraber bomboştu. Bir hayırsever tarafından dizayn edilip güzel bir görüntüye kavuşturulmuştu. Okul müdürü hiçbir şekilde ışık almayan sığınağı dönüştürüp seminer salonu yapmayı planlıyordu. Böyle bir şey gerçekten mümkün mü diyeceksiniz? Evet, mümkün. Bunlar okul yapılırken hiçbir şekilde planlanmamıştı. Sadece birkaç idare odası, sınıflar, laboratuvarlar ve kütüphane vardı. Müdürün yeni binada inşaata devam etmesi gerekiyordu. Bina bitmişti ama geriye yıkılacak çok duvar vardı. Bu binayı okul haline getirme macerası yeni başlıyordu. Peki başka türlü olamaz mı? Biraz özen gösterilse, eğitimcilerle mimarlar ve mühendisler bir araya gelse, madem yeni baştan yapılıyor iyi düşünülüp tüm ihtiyaçları gideren bir bina yapılsa çok güzel olmaz mı? Maalesef eğitimde o kadar gelişmedik. Hala en büyük sorunlarımızdan biri okul binalarımızdır. Devlet ve millet olarak kesenin ağzını açmıyoruz. Eğitime yeterince yatırım yapmıyoruz. Güzel okul binaları yapmalıyız. Okullar daha modern, daha sağlam ve daha kullanışlı hale getirilmelidir. Okul binaları bir ucube görüntüsünden kurtarılmalıdır. Mimari açıdan estetik, daha renkli ve daha kullanışlı hale getirilmelidir. Aslan yatağından belli olur derler. Okul binaları söz konusu olduğunda...