Bir çeşit rahatlama yöntemi olarak küfretmeyi tercih eder bazıları. Dili küfre yaslı olan kişiler her durumda ve fırsatta küfredecek bir şeyler bulur.
Sosyal içerikli yorumlar yapmayı gereksiz görüp afili bir küfre sığınanların kişilik sorunu var mıdır bunu da düşünmek gerek. Mesela bugünlerde Dolar’dan dolayı Amerika’ya karşı ekonomik, sosyolojik, politik yorum yapanların yanında sosyal medyadaki köşelerinde Amerika’ya küfrederek rahatlayanlar da oldukça önemli bir yoğunlukta.
Küfretmeyi doğal olarak gören bir toplum olduk maalesef. Evde, sokakta, okulda, caddede, kafede rahatlıkla küfürlü konuşanları görüyoruz. Böylelerine tepki göstermeye de gelmiyor. Ağzı bozuk olanın zihni de bozuktur deyip çalıyı dolaşmak en doğrusu.
Sadece erkekler değil küfredenler. Sokakta birbirleriyle yüz kızartıcı küfürler eden kızları da görüyoruz artık. Hiç çekinmeden, çok doğal bir şey yapıyormuş gibi kimseye aldırmadan küfreden kızlarımız acaba ellerindeki en büyük değer olan iffetlerini nerede yitirip de kalabalıklara karıştılar?
Özellikle kırsal kesimde dedeler, babalar çocuklara küfür etmeyi öğretir, başkalarına küfrettirir, çocuk küfredince de bundan büyük bir keyif alırdı. Epey zamandır şahit olmuyordum bu aşağılık duruma. Geçenlerde bir düğünde adamın “Hadi amcalara küfret bakalım.” dediğini duyunca dikkat kesildim bakalım ne olacak diye. Hiçbir şey olmadı. Çocuk küfretti, herkes de büyük bir keyifle güldü.
Meselenin bir de sinema yönü var. Türk sinemasında eskiden sadece komedi filmlerinde olurdu küfür. O da küfür bile denmeyecek cinsten sözlerdi. Kemal Sunal’ın filmlerindeki küfür denen sözlerle günümüzde çekilen filmlerdeki küfürleri karşılaştırıyorum da Kemal Sunal’ınkiler yunmuş yıkanmış kalıyor bugünkü filmlerdeki küfürlerin yanında.