15 Temmuz'un üzerinden bir yıl geçti. Artık hayatımızın tam ortasına yerleşmiş bir 15 Temmuz ile birlikte yaşıyoruz.
O gün ne olup bittiğine dair akıllarında en küçük şüphe taşımayanlar, ülkeyi yaşanmaz hale getireceklerin kim olduğunu daha 15 Temmuz'un ilk dakikalarından itibaren bilenler aynı hassasiyetle ve teyakkuzda olarak yaşamaya devam ediyorlar.
Siz öyle bir hayat sürersiniz ki en son yaptığınız iş; “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.” dedirtir herkese. Şaşırtmaz insanları. Daha önce attığınız adımlar en son adımınızı pekiştirir. İşte 15 Temmuz'u hazırlayan ve uygulamaya koyan zihniyet de yaptıklarıyla zaten zihinlerde bir soru işareti olmayı başarmıştı.
Çok uzaklara gitmeye gerek yok. Sadece 15 Temmuz 2016 tarihinden önceki FETÖ yayın organlarında çıkan yazılara, haberlere bakmak yeter. 15 Temmuz'a kadar ortaya koydukları resim ancak 15 Temmuz gibi bir ihaneti meydana getirebilirdi. Bunu da yapmaya çalıştılar.
Bugün olan durum şu; 15 Temmuz; bir milletin yeniden istiklal mücadelesine giriştiği tarihin adıdır ve buna şeksiz, şüphesiz inananlar “Ben de nöbetteyim.” diyerek durdukları yeri işaret ediyorlar.
Kafasında “Asıl darbe 20 Temmuz'daydı, 15 Temmuz kontrollü darbeydi.” düşüncesi olanlar yürümeye devam ediyorlar. Kimin için, ne için yürüdüğü belli olmayan bir kalabalık halinde yürüyorlar hem de.