Üzerinde en çok tartışma olan alanlardandır tarih. Geçmiş zaman bir sır perdesi gibidir çoğu zaman. Durum böyle olunca da tartışmalar biteceğe benzemiyor.
İnsanlar geçmişte ne olup bittiği hakkında sürekli bir merak içinde olduklarından tarihi olaylar canlılığını her zaman korumaya devam ediyor. Söylenen her söz ya kabul görüyor ya da gündemi meşgul etmeye yetiyor.
Tarihi tarihçiler konuşmalı gibi bir genellemeye girmem. Çünkü önemli olan kendini yetiştirmektir kıstası benim için daha değerlidir. Herkes kendi alanında konuşmalı dersek o zaman Mehmet Âkif Ersoy’un edebiyatla ilgilenmemesi gerekirdi. Biliyoruz ki Mehmet Âkif bir veteriner olmasına rağmen Darulfünun’da edebiyat hocalığı yapacak kadar kendini yetiştirmiş bir kişiydi.
Hayati İnanç bir avukat olmasına rağmen günümüzde Divan Edebiyatı dendiğinde akla ilk gelen isimlerden biridir.
Mustafa Armağan edebiyat mezunu ama tarih alanındaki çalışmaları günümüzde en yoğun takip edilen bir araştırmacı.
Örnekleri çoğaltmak mümkün. İnsanların ilgi duydukları alanda fikir beyan etmelerini çok da yadırgamamak gerek. Buradaki hassas nokta, art niyet olup olmadığıdır. İnsan kendini geliştirebilir. Kendi alanı dışında çalışmalar yaparak bir fikir hakkında söz sahibi isim olabilir.