Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde merakla beklenen bakanlıklar belli oldu. Herkesin ilgi alanı ve beklentisi farklı yönlerde olduğundan herkes kendi bakanlığının derdine düştü desek yeridir.
Kuşkusuz en çok merak edilen bakanlıkların başında Milli Eğitim Bakanlığı geliyordu. Öğretmenler, eğitim çalışanı ve milyonlarca öğrenci derken toplumun büyük bir kesimini ilgilendiriyor maarif davamız. Daha da önemlisi eğitim demek gelecek demek. Değişmez kıstas bu.
Milli Eğitim Bakanı olarak Prof. Dr. Ziya Selçuk’un adı duyulduğu andan itibaren olumlu bir hava sadece eğitim camiasının değil ülkenin tümünü kaplamış durumda. Eğitim Fakültesi mezunu bir bakan var karşımızda. Bu bile başlı başına oluşan olumlu hava için geçerli bir sebep olabilir.
Yıllar var ki milli eğitimin başına eğitim camiasından bir ismin gelmesi özlemle beklendi. “Bizim derdimizden anlayacak bir isim” temennisinde bulundu eğitim çalışanları.
Ziya Selçuk isminin estirdiği olumlu hava için birçok sebep var. Sadece Eğitim Fakültesi mezunu olması ya da eğitim alanında bir akademisyen olması değil sebep. Yazdığı kitapları okuyanlar ya da seminerlerine katılanlar onu iyi tanır ki “Eğitimin sorununu ancak eğitimciler çözecektir.” kıstası onun kırmızı çizgilerinin en önemlisidir.
Beklentiler çok büyük. Öyle de olmak zorunda. Çünkü eğitimin önündeki engeller aşılınca ancak çıkabiliriz düze. Sadece bakandan beklentilere girmek de doğru değil. Önce kendinden başlayacak öğretmenler. Eğitimin sorunlarını çözelebileceğine inanan eğitimcilerin özverisi ile aşılacak bütün sorunlar. Bunun başka yolu yok.