BAYRAMLAR bende nedense bir burukluk yaratmaya başladı. Adı üstünde "bayram". Neşelenmeli, kutlamalı, mutlu olmalı... Ancak belki de arkasında bıraktığı hayat büyüdükçe böyle oluyor insan. Geçmiş mutlulukları düşünürken hüzünleniyor. Bu günden mutlu olmadığı için değil, o başka bir şey... Sebep, geçmişin geçtiğini böyle günlerde apaçık idrak etmek. Halbuki ne tuhaf değil mi? Mutluluğu hatırlarken hüzünlenmek... Bizim çocukluğumuzun bayramları ikiye ayrılırdı: Annemin ailesiyle geçirdiğimiz bayramlar ve babamın ailesiyle geçirdiğimiz bayramlar. Bunlar birbirinden epey farklıydı. Baba tarafım çok kalabalıktı bir kere. Kayseri'de amcalar, halalar, yaklaşık 20 kuzen... Rahmetli dedemin evinde sabah erkenden toplanırdık ve kardeşimle aynı model ama farklı renk bayramlık elbiselerimizi giymiş olurduk. Sonra bayramlaşma kısmı başlardı. Öyle büyük eğlenceydi ki biz çocuklar için. Her öptüğümüz elden sonra ya harçlık ya çikolata...