Bodrum’dayım. Burada her geçen dakika insanların psikolojisi daha çok bozuluyor.
Bir yere gitmek için dün çocukları yarım saat kardeşim ve kuzenleri ile bıraktım. Beş dakika sonra telefonum çaldı. Hepsi avaz avaz ağlıyor. "Çabuk dön, burada da yangın çıktı, dumandan göz gözü görmüyor" diye feryat ediyorlar.
Bodrum yangınına yaklaşık 20 kilometre mesafedeyiz ve herkes diken üzerinde.
Meğer yakınlarda bir yerde biri mangal yakmış ve söndürmeye çalışırken etrafı sis basmış. Kısa sürede kontrol altına alındı ama benim onların yanına nasıl döndüğümü, ne kadar korktuğumu burada anlatmam çok zor.
Bu hadiseden birkaç saat sonra bu kez bir arkadaşım büyük bir telaş içinde aradı.
“Nagehan Çökertme Yangını Yeniköy Kemerköy Termik santraline doğru ilerliyormuş. Santral patlayabilir diyorlar. Neler oluyor? Bu gece İstanbul’a dönelim mi?” diye sordu.
Bu telefonun ardından aynı endişeyi dillendiren başka telefonlar da aldım.
Daha sonra bu yönde haberler medyaya ardı ardına düştü zaten.
Bodrum’da insanlar ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar.
En az yangınlar kadar tehlikeli olan kitlelerin psikolojileri. Dev bir endişe bulutu giderek her yeri kaplıyor.