Bugün 8 Mart, Dünya Kadınlar Günü...
Bu yazıyı yazmak için özellikle bugünü bekledim.
Geçtiğimiz Cuma hayat hikayesi vizyona giren Bergen'in memleketi Adana Kozan’dı.
Gazeteci Candaş Tolga Işık birkaç gün önce Bergen’in hayatını konu alan filmin Kozan'da gösterilmediğini yazmasa katili Halis Serbest’in beni isyan ettiren açıklamalarını belki de görmeyecek, erkek şiddetinin kurbanı talihsiz şarkıcının 30 yıldır mezarında bile rahat edemediğini, katil kocanın ise yüzsüzce ortalıkta gezdiğini öğrenemeyecektim.
Açık söyleyeyim kendi adıma utandım. Ülke adına utandım. Hepimiz adına utandım.
‘Kadına karşı şiddetle mücadele’ başlığını toptan rafa kaldıralım bu ülkede.
Karısını önce kezzap atarak kör etmiş, sonra da kurşunlayarak öldürmüş bir adam bir yıl bile hapiste yatmadan çıkmış.
Hadi bu hadise 90’larda yaşanmış deyip geçebiliriz ama o katil bu gün göğsünü gere gere "Pişman değilim" diyebiliyor, utanmazca "Sonradan 5 kere daha evlendim, diğerleri yaşıyor" diyerek hala öldürdüğü kadına çamur atmaya kalkıyor ve elini kolunu sallaya sallaya geziyor!
BU AÇIKLAMALAR SUÇ DEĞİL Mİ?
Halis Serbest adlı katilin bu açıklamalarının bir bedeli olmayacak mı? Gerekli gereksiz her söz hakkında suç duyurusunda bulunulurken bu apaçık suç olan açıklamalarla ilgili kimse şikayette bulunmayacak mı? Dava açılmayacak mı?