Dün bu köşede Bülent Ersoy’un Anıtkabir’e gidişi ve sonrasında olanlarla ilgili yazdım.
Bülent Hanım, Atatürk’ün mozolesini ziyaret ederken Anıtkabir Komutanı Albay Hakan Osman Sert yürüyemeyecek kadar hasta olan sanatçıya yardım ettiği, Sert’e bağlı bir subay Ersoy’a şemsiye tuttuğu için linç edildiler ve ardından görevden el çektirildiler biliyorsunuz. Ben de bu karara karşı çıktım ve Albay Sert’in yanında durdum.
Dün bu yazım üzerine sizlerden çok sayıda mektup aldım.
Çoğu benzer sorular içeriyordu.
Anıtkabir’i ziyarete giden Bülent Ersoy değil de aynı onun gibi tekerlekli sandalye ile hareket etmek zorunda olan sinema sanatçımız Cüneyt Arkın olsaydı ve Anıtkabir komutanı Albay Hakan Osman Sert, yağmur altında kalmış Cüneyt Arkın’a şemsiye ile yardım etseydi bunlar yaşanacak mıydı? Albay Sert yine görevden alınacak mıydı?
Benim buna cevabım şu:
Hayır. Aynı olayda Bülent Ersoy yerine Cüneyt Arkın olsaydı kesinlikle Albay Hakan Osman Sert görevden alınmazdı.
Sadece Cüneyt Arkın değil, orada Bülent Ersoy yerine Orhan Gencebay da olsaydı yine Hakan Sert görevden alınmazdı.
Bülent Ersoy’un transseksüel kimliğinin hem sosyal medyadaki bu linç olayında hem de sonraki gelişmelerde çok etkili olduğunu düşünüyorum.
Öte yandan bir okurumun dediği gibi eğer “Paşa” lakaplı merhum büyük sanatçımız Zeki Müren hayatta olsaydı ve Müren’e bu ihtimam gösterilseydi de yine Albay Hakan Osman Sert’in görevden alınmayacağı aksine alkışlanacağı kanaatindeyim.