Cumhur-başkanı Erdoğan, beraberindeki bakanlar ve heyetle
birlikte Çin’in Hangzou kentinde düzenlenen G20 zirvesine katılmak
için perşembe akşamını cumaya bağlayan gece yarısını biraz geçe
Ankara’dan havalandık. 11 buçuk saatlik bir uçuş bizi bekliyordu
ancak herkesin keyfi yerindeydi. Ben 15 Temmuz’dan sonra ilk kez
bindim uçağa. Öncekilere kıyasla farklı bir hava vardı içeride. Bir
metanet, bir ‘daha fazla sahiplenme’ eğilimi gördüm.
Havaalanındaki sohbetler de hep 15 Temmuz üzerineydi. Melih Gökçek
o gece nasıl kıl payı kendisini hedefleyen bombalardan kurtulduğunu
anlatırken öyle sakindi ki... Mevlüt Çavuşoğlu ise Avrupalı
siyasetçilerin bunca zaman sonra heyetler halinde Ankara’ya
gelişinden bahsederken ‘nihayet yola geldiler’ anlamında bir
tebessüm kondurmuştu yüzüne. Hakan Fidan her zamanki gibi nazik ama
ketumdu. Bir ara Taner Yıldız ve Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne 15
Temmuz sonrası Van’dan atanan Mahmut Karaaslan ile sohbet ettim.
Taner Bey ilginç bir şey anlattı. Bakanlığı döneminde Başbakanlık
Koruma Müdürü olan ve daha sonra FETÖ bağlantısı tespit edilen ve
böcek davasında suçlanan Zeki Bulut aramış ve kendisine emrivaki
yoluyla bir yakın koruma tahsis etmek istemiş. ‘Ben düşüneyim dedim
ama düşünmeme fırsat vermeden önüme benim adıma yazılmış bir kağıt
imzalamam için bırakıldı, ben de yırttım attım’ dedi Yıldız. Kaç
bakanın yakın korumasının bu yapıyla bağlantılı olduğunun ortaya
çıktığını söyleyince dudağım uçukladı. Rakamı yazamıyorum ama
olmayan istisna... Ankara Emniyet Müdürü Karaaslan ise Van’da adeta
tek başına görev yaptığını, emniyette FETÖ’nün hâlâ yaygın ve daha
yolun çok uzun olduğunu söyledi.
Havaalanı sohbetlerinin ardından gündemimizi yanımıza alıp
Türkiye’yi ardımızda bıraktık ve Çin’e doğru yola çıktık...