Cumhur-başkanı Erdoğan’ın en çok merak edilen referandum duraklarının başında Diyarbakır geliyordu. PKK hendeklerle kentin kalbini yakmış yıkmış, örgütle mücadele için devlet büyük bir çatışma yaşamış, Diyarbakır’ın en çok oy alan partisinin ileri gelenleri cezaevinde, hatta açlık grevi başlatmış, OHAL sürüyor... Tüm bu gelişmelerden sonra Diyarbakır halkı Cumhurbaşkanı’nı nasıl karşılayacaktı?
İşte dünkü miting bu soruların cevabını barındırması açısından çok
önemliydi. Zira referandumun en sessiz seçmen kitlesi Kürtler. HDP
tabanı ne yapacak? Partisinin ‘hayır’ına mı gidecek yoksa hendek
siyasetini cezalandırıp ‘evet’e mi? Ya da tepki olarak sandığa
gitmemeyi mi tercih edecek? Bölgenin nabzını tutanlar HDP’nin
yarattığı hayal kırıklığı ve öfkenin Bingöl ve Bitlis gibi illerde
‘evet’i öne çıkardığını söylüyor. Diyarbakır malum HDP’nin kalesi.
Orada ‘hayır’lar önde gibi görünüyor. Ama ‘evet’lerde son günlerde
bir tırmanış olduğu söyleniyor.
İşte böyle bir arka planla gitti Cumhurbaşkanı Diyarbakır’a.
Valiliğin önündeki meydanda büyük bir kalabalığa seslendi. Burada
Diyarbakır Valisi Hüseyin Aksoy’dan da bahsetmek gerek. 2014
Eylül’ünde Diyarbakır’a atanan Aksoy kente henüz evini dahi
taşımadan kendini 6-7 Ekim olaylarının içinde bulmuştu. Kent
yakılıp yıkılırken, devletin değişen yüzünü göstermek için ciddi
çaba sarf etmişti. O günlerden bu günlere maalesef Diyarbakır çok
ağır bir süreçten geçti ancak bu kez devlet eski ‘zalim’ algısını
canlandırmamak için epey gayret sarf etti. Sur’da PKK ve HDP’nin
hendek siyasetinin yerle bir ettiği mahalleler şimdi yeniden
yapılıyor. 5637 konutun inşasına başlandı. Bunlardan Suriçi’ndeki
1400’ü tamamlandı. 1200 tescilli eser yeniden restore ediliyor,
İçlerinde Kurşunlu Camii’nin de olduğu 16 cami Vakıflar Genel
Müdürlüğü tarafından elden geçiriliyor. Ancak tabii mal yapılsa da
giden çok can oldu. OHAL’in uzamasının yarattığı psikolojik bir
yorgunluk da var. Güneydoğu halkının talihsiz ve şu sıralar
moralsiz olduğunu da söylemek gerek...
Eski sıkıyönetim dönemlerine gönderme
Cumhurbaşkanı en son geçen yıl mayıs ayında gitmişti Diyarbakır’a.
Havaalanının açılışı vesilesiyle... Bunu hatırlatarak başladı
konuşmasına. Yapılan yatırımlardan bahsetti, sonra çok önemli
mesajlar verdi. ‘Barışın, özgürlüğün fedaisi biziz’ dedi. ’Sizin
hakkınıza, hukukunuza el uzatmaya kalkan karşısında bizi bulur’,
‘Türkiye İstanbul’suz, Antalya’sız, Erzurum’suz olmayacağı gibi,
asla Diyarbakır’sız da olmaz’ diye konuştu. Bu bence hem PKK’ya hem
de Suriye’de PYD’nin adımlarına ve Kerkük’teki bayrak hadisesine
bir cevaptı.
Geçmiş sıkıyönetim dönemlerinde yaşanan mağduriyetleri anlattı,
kendisinin de yaşadığı sıkıntılar olduğunu hatırlatarak, devam eden
OHAL’in geçmiştekilerden farklı olduğu mesajını vermeye çalıştı.
Miting bir anlamda Kürt seçmene ‘Bizim için hâlâ önemlisiniz, biz
özgürlüklerin önünü açan, yatırımlarla bölgeyi kalkındıran Ak
Parti’yiz’ hatırlatmasıydı.