Kavurucu temmuz sıcaklarında hayat her günkü hızında akmaz sanki. Bir ahestelik, bir zorlama hali vardır zamanda. "Bana dokunma da bir soluklanayım" der saat. Bugün hem temmuz hem pazar. Zamanın "Beni bırak da biraz yavaşlayayım, sana ve kendime hayatı hatırlatayım" yakarışları hiç olmadığı kadar kuvvetli sanki. Belki memleketin havasından, belki de sadece bana öyle geliyor... Bu hisle siyasetin çekişmeli başlıkları değil de kendi 'yaz'ımı yazmak geldi içimden.