Trabzon Ramada Oteli’nin terasında Karadeniz’e karşı oturuyorum. Sert ve serin rüzgar, hırçınlığıyla meşhur suları hareketlendirmiş. Hissettiğim soğuk mayıs ayına meydan okuyor. Acaba meydan okuyan sadece soğuk mu?
Bayramın ikinci gününü uykusuz bir gecenin ardından 15 saatlik bir Doğu Karadeniz yolculuğunda geçirdim. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile buluşmak için sabah 6 uçağı ile Trabzon’a hareket ettim.
İmamoğlu’nun gezisinin detaylarını haberlerde takip etmişsinizdir. Onları tekrar etmeyeceğim. Ben sizlere Rize ve ilçelerini dolaştığı o seyahatten kendi gözlemlerimi, kişisel notlarımı ve izlenimlerimi aktaracağım.
Ancak bu yazıya başlarken haber peşinde koşmaktan heyecan duyan bir gazeteci olarak lüzumsuz yere bizzat beni haber haline getiren, yüzüme gülen sonra da gizli çekim tezgahıyla alicengiz oyunu yapmayı marifet sayan meslektaşlarıma sitemimi de ifade edeyim. Ernesto Guevara mevzusunu, o gizli çekimli ve danışıklı dövüşlü, nezaketten uzak dondurmacı kumpasını ayrıca yazacağım.
Bir gazeteci olarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın seyahatine davet edildiğimde elbette kabul ederim. Bu gazeteciliğin bir gereğidir. Bu davete icabet ettiğim için bana ya da bu daveti yaptığı için Sayın Ekrem İmamoğlu’na hakaret edenler Ortadoğulu kabileci kafa yapısına sahip olduklarını kanıtladılar.