Başlık bir ironi değil. Gerçekten öyle. Almanya bunun tam tersini hedeflese de ve bunu gizleme gereği dahi duymasa da Gaggenau’da, Köln’de, Hamburg’da, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bakanlarına yönelik art arda toplantı iptalleri ve bu iptallerin gerekçesi olarak verilen sözde ‘güvenlik’ gerekçeleri bir yandan demokrasi ve ifade özgürlüğünü temsil ettiği ve savunucusu olduğunu iddia eden bir ülkeye gölge düşürüyor, öte yandan, bence yapılmak istenen toplantılardan çok daha fazla ‘evet’i kuvvetlendirmeye yarıyor! En son Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Hamburg’da yapmak istediği toplantıyla ilgili Hamburg Belediye Başkanı Olaf Scholz’un şu demecine bakın: “Türk politikacıların Almanya’da Türkiye’deki referandum için çalışmaları hiç kimsenin hoşuna gidemez, zira Türkiye giderek bir otokrasi oluyor. Referandumdan ‘evet’ çıkarsa bu gidiş hızlanacak.” Bu demeç apaçık, hiç saklanma gereği duymadan güvenlik vs bahanelerine sığınmadan, Almanya’nın ‘hayır’ cephesini desteklediğini ve bu nedenle Ak Partili bakanlara konuşma yaptırmadığını doğruluyor. Zaten bu ortada. Deniz Baykal çok doğru bir tavırla konuşmasını iptal etti, öte yandan, etmese ona kapılar sonuna kadar açıktı!