SİYASET ve medya dünyasında günlerdir neredeyse tek konuşulan mesele Melih Gökçek'in istifa edip etmeyeceğiydi. Bu konuda yazan bütün gazeteciler, Gökçek'in istifa edeceğini ve döneminin bittiğini söylediler. Ben bunun aksini iddia eden galiba tek köşe yazarıydım. Pazartesi gecesi Habertürk TV'de, Gökçek'in göreve devam edeceğini söyledim. Çarşamba Habertürk Gazetesi'nde detaylı olarak yazdım. Oysa herkes aynı görüşte iddialıydı. 5 Ekim gecesi Erdoğan-Gökçek görüşmesi esnasında televizyonlardaki yorumcuların hepsi bu işin bittiğini ileri sürüyorlardı. Gökçek'e en yakın bilinen isimlerle konuştuğumda da görüşler farklı değildi. Oluşan havanın etkisiyle onlar da Beştepe çıkışı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı'nın istifasını vereceğine inanıyorlardı. Ben buna hiç inanmadım ve sonunda herkes yanıldı. Peki neden yanıldılar? Bence bunun sebebi, bu meseleyi siyaset bilimi açısından analiz etmeyip sadece Ankara dedikodularına göre hareket etmiş olmaları. Gökçek'in bazı en yakınları bile kendilerini bu havaya kaptırdılar. Oysa olacağı söylenen bir gelişme akla, ilm-i siyasete ve hayatın olağan akışına uygun değilse, bütün AK Parti ileri gelenleri bile aynı kulisi fısıldasa yine o olay gerçekleşmez. Nitekim tüm bu "haber kaynakları" gazeteci meslektaşlarımı yanılttılar. HABERLERE INANMADIM, ÇÜNKÜ...