MUHARREM İnce’nin meydanlarda devamlı olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın diplomasını sorması ile ilgili yorumlarımı cuma günü yazmıştım. Bu tartışma arka planda Erdoğan’a ve onun nezdinde dindarlara ve muhafazakârlara “Cahil” diyerek aşağılama dürtüsünü barındırıyor. Ben bunun İnce’ye oy kaybettireceğini düşünüyorum. Belki CHP tabanının bir kısmının hoşuna gidebilir, onları tatmin edebilir ama öte yandan muhafazakâr kesimden oyların daha sıkı bir şekilde Erdoğan’da konsolide olmasını sağlar.
Bu tartışma esasen 2014-2016 yılları arasında da yapılmış, o süreçte Erdoğan’ın diploması kamuoyu ile paylaşılmış ve Marmara Üniversitesi Rektörü konuyla ilgili açıklama yapmıştı.
Madem Sayın İnce bunu ya bilmiyor ya da hatırlamak istemiyor, ben bir kez daha buradan o günlerde paylaşılan diplomayı ve rektörün açıklamasını hatırlatayım. İşte o diploma...
2014’te, 17-25 Aralık sürecinin akabinde yapılan 30 Mart seçimleri FETÖ için büyük bir şaşkınlık ve hezimet olmuştu. AK Parti’nin aldığı galibiyetin ardından fısıltı gazetesiyle bu kez de Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığının önünü kesmek için bu iftirayı ortaya attılar. Maalesef siyaset de buna alet oldu. İlk dillendirenlerden biri, şimdi İYİ Parti sıralarında siyaset yapan Yusuf Halaçoğlu idi. Halaçoğlu “Erdoğan 3 yıllık fakülte mezunu”deyince Marmara Üniversitesi’nin o dönemki rektörü Prof. Dr. Zafer Gülyazılı bir açıklama yapmış ve şunları söylemişti:
“Sayın Başbakan’ımız, TC İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Ticari Bilimler Fakültesi’nden 1980- 81 öğretim yılı şubat döneminde mezun olmuştur. Kendisine isteği üzerine 3 Nisan 1981 tarihinde geçici mezuniyet belgesi verilmiştir. Marmara Üniversitesi kurulmadan önce Sultanahmet’teki İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’ne bağlı olarak Aksaray’da 4 yıllık İktisadi ve Ticari Bilimler Yüksekokulu vardı. Daha sonra burası Ticari Bilimler Fakültesi oldu. 1983’te Marmara Üniversitesi mevcut İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi ile bağlı fakülte ve yüksek okullar bünyesi üzerine kuruldu. Kurucu rektörümüz de Prof. Dr. Orhan Oğuz’dur. Dolayısıyla Sayın Yusuf Halaçoğlu’nun kamuoyuna açıkladığı bilgiler doğru değildir.”
***********
BRAVO! MUHBİRLİĞİNİ BİR KEZ DAHA TESCİLLEDİN!
GÖRÜYORUM ki polislere hafiyelik ve savcılara muhbirlik işini iyice benimsemişsin. Kanal D’den sonra Hürriyet’ten de gönderilme ve hapse atılma korkusuyla karakterine son derece uygun bir meslek olan jurnalcilik limanına demir atmışsın. Bana düşmanlık etmeni doğal karşılıyorum. Hiç kızmıyorum.