Perşembe sabahı yani İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlükten kalkacağı 1 Temmuz 2021’de ben İstiklal Caddesi’nden Harbiye’ye doğru yürürken, şehrin tüm polis bariyerleri Taksim’e yığılmıştı bile.
Meydan çepeçevre sarılmış, Tünel’e doğru tüm yan yollar kapatılmış, Sıraselviler yönü sadece sol kaldırım açık kalacak şekilde bırakılmıştı.
Adeta bir istila bekleniyor havası vardı İstanbul’un göbeğinde.
Sanki düşman kuvvetler gelip şehri işgal edecek. Öyle bir hazırlık…
Bu manzaradan saatler sonra bu ülkenin binlerce kadını o bariyerlerin içine aktı ve avaz avaz İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasına karşı ses çıkardı.
Normalde orada olmayı ve protestoları takip etmeyi planlamıştım. Ancak hayat bazen planlandığı gibi akmıyor.
Yürüyüşün başladığı, kalabalığın Tünel’den Taksim’e çıkmak için mücadele ettiği saatlerde ben kızım Ayşe Ela’yı apar topar hastaneye yetiştirmeye çalışıyordum.
Kedileri beslemeye çalışırken çitten düşmüş, çenesinden....